İzmir’in Türkiye ve Ege Bölgesi İçerisindeki Konumu Hakkında Kısa Bilgiler
Nüfus ve Demografik Yapısı:
İzmir, nüfus büyüklüğü açısından Türkiye’nin üçüncü en büyük şehridir. 1927 yılında 530 bin dolaylarında olan İzmir nüfusu, 2014 yılı itibariyle 4 milyonun üzerine çıkmıştır. İzmir bu nüfus büyüklüğü ile Türkiye nüfusunun % 5,3’ünü, Ege Bölgesi nüfusunun ise % 41’ini oluşturmaktadır. Nüfus dağılımında kadın-erkek oranı hemen hemen eşittir. İzmir’de, toplam nüfus içinde tarımla uğraşan nüfus oranı %15’tir.
Nüfusun dağılımına bakıldığında, şehirde yaşayanların oranı % 91, köyde yaşayanların oranı % 9’dur. Nüfus yoğunluğu km2 başına 333 kişidir. Nüfus bakımından en büyük ilçeleri sırasıyla Karabağlar, Buca, Bornova, Konak, Karşıyaka ve Bayraklı’dır. Nüfus bakımından en küçük ilçe ise Karaburun’dur. Yüzölçümü bakımından en büyük ilçesi Bergama, en küçük ilçesi ise Balçova’dır. İzmir’deki ilçe sayısı 30, büyükşehir belediyesi hariç belediye sayısı 53 ve köy sayısı 597’dir.
İstihdam Durumu:
Ülkemizde 15 yaş üstü istihdam edilenlerin sayısı 26 milyon dolaylarındadır. Toplam istihdamda tarım sektöründe çalışanların payı %24’tür. İzmir’de istihdam edilenler 1,5 milyon olup Türkiye toplam istihdamından aldığı pay %6,3’tür. Tarım sektöründe çalışanlarının sayısı 150 bin dolaylarında olup mevsimlik işçilerle bu sayı değişim gösterebilmektedir.
Jeopolitik ve Coğrafi Konumu ile İklimi:
İzmir, ülkemizin batısında, Ege Bölgesi kıyılarımızın da tam ortasında yer almaktadır. Kuzeyinde Balıkesir, doğusunda Manisa ve güneyinde Aydın illeri bulunmaktadır. İlimizin kuzey-güney doğrultusundaki uzunluğu yaklaşık olarak 200 km, doğu-batı doğrultusundaki genişliği ise 180 km’dir. Yüzölçümü, göller hariç, 12.012 km2’dir.
Jeopolitik konumu bakımından Akdeniz-Karadeniz geçişi üzerinde yer alan ve Balkanlara, Avrupa’ya ve Anadolu üzerinden Ortadoğu’ya açılma imkânına sahip olan İzmir, lojistik açısından ayrı bir öneme ve avantaja sahiptir.
İzmir’de faal Alsancak, Dikili, Aliağa, Çandarlı ve Çeşme limanları olmak üzere beş liman mevcuttur. Bunun yanında uluslararası bir havaalanının varlığı, Manisa, Denizli, Aydın, Muğla, Bursa, Uşak, Kütahya gibi tarımsal üretim, sanayi ve maden işleme kapasitesi yüksek merkezlere yakınlığı İzmir’i lojistik sektörü açısından daha da önemli kılmaktadır.
İzmir, coğrafi konumu, tarihsel ve kültürel kaynaklarının çeşitliliği, coğrafi özellikleri ve turizme yönelik altyapısıyla geniş ve canlı bir turizm potansiyeline sahiptir.
İzmir ilinde tipik Akdeniz iklimi egemendir. Yazları sıcak ve kurak kışları ılık ve yağışlı geçer. Bir yılda hava sıcaklığı sıfırın altında 10 günden fazla yaşanmaz. Senenin yaklaşık 100 günü ise 30 derecenin üzerinde yaşanır. Kar yağışı ve don nadir görülür. Senelik yağış miktarı 700–1.200 mm arasındadır. Yaz aylarında imbat ismi verilen rüzgâr serinlik getirir. Kara ve denizin gece-gündüz arasındaki ısınma ve soğuma farkından meydana gelen bu rüzgâr yalnızca bu ile özgüdür. Yıllık ortalama deniz suyu sıcaklığı 18,5 °C’dir.
Dağların denize dik uzanması ve ovaların İç Batı Anadolu eşiğine kadar sokulması, denizel etkilerin iç kesimlere kadar yayılmasına olanak vermektedir. Ancak, il bütününde yükseklik ve kıyıdan uzaklık gibi fiziksel coğrafya farklılıkları, yağış, sıcaklık ve güneşlenme açısından önemli sayılabilecek iklim farklılıklarına da yol açmaktadır
İzmir, bitki örtüsü yönünden Akdeniz ikliminin etkisi altındadır. Akdeniz bitkilerinin her türü bulunmaktadır. Yüzyıllar boyu aşırı otlatma, yangın ve tarla açma nedenleriyle ormanların ortadan kalktığı yerlerde, maki florası kendini göstermektedir. Makilik alanlar, denizden 600 m. yüksekliğe kadar çıkmaktadır. Dağlık kesimlerin büyük kısmı ise ormanlıktır. Ormanların kapladığı alan, il arazisinin % 41’idir. Denizden 600 m. yüksekliğe kadar kızılçam, daha yukarılarda karaçam ormanları vardır.
Bergama’nın Kozak, Cumaovası’nın Güner, Torbalı’nın Helvacı Köyü çevresinde doğal olarak yetişmiş fıstıkçamı ormanları bulunur. Toprağı elverişli, kuytu ve nemli dere yataklarında çınar, kestane, dişbudak, söğüt, kavak, akçaağaç, karaağaç ve kızılcık gibi yapraklı ağaçlar yayılış gösterir. Palamut meşesi de ilimiz ormanlarının karakteristik ağaçlarından birisidir.
Sosyo-Ekonomik Durum:
İzmir ili şehirleşme oranı, okuryazarlık oranı, kişi başına gayri safi yurtiçi hasıla ve sanayi iş kolunda çalışanların toplam istihdama oranı bakımından Türkiye ortalamalarının üstündedir. Tarım kolunda çalışanların toplam istihdam oranı ise Türkiye ortalamasının altındadır.
İzmir’de sanayi-üniversite işbirliği ağı gelişmiştir. İlimizde 4 devlet üniversitesi ile 5 vakıf üniversitesi vardır. Devlet üniversitelerinden Ege Üniversitesi 1955 yılında, Dokuz Eylül Üniversitesi 1981 yılında, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1992 yılında ve İzmir Katip Çelebi Üniversitesi 2011 yılında kurulmuştur. Özel üniversitelerden İzmir Ekonomi Üniversitesi 2001 yılında, Yaşar Üniversitesi 2001 yılında, Gediz Üniversitesi 2008 yılında, İzmir Üniversitesi 2007 yılında ve Şifa Üniversitesi 2010 yılında hizmete açılmıştır.
İzmir’in ekonomisi ağırlıklı olarak sanayi, ticaret, ulaştırma-haberleşme ve tarımsal faaliyetlerinden oluşmaktadır. İzmir sanayisinde petrol ve kimyevi ürünler, metal, tekstil, makine, otomotiv ile gıda, tütün ve toprağa dayalı sanayi ön plana çıkmaktadır. İzmir ticaret hayatında gıda, ticaret, inşaat, tekstil-konfeksiyon, ağaç-mobilya, kimya-plastik ve tarım ürünleri ticareti yaygın bir şekilde gözlenmektedir. Tarım ve hayvancılıkta pamuk, üzüm, zeytin, incir, tütün ve sebze-meyve, balık ve hayvansal yan ürünler üretimi üst sıralardadır.
2013 yılında Türkiye ihracatının %6,1’i, Ege Bölgesi ihracatının ise neredeyse yarısı İzmir’den gerçekleşmiştir. Özellikle gıda ürünleri, inşaat malzemeleri, tekstil ürünleri, ağaç ürünleri ve mobilya, kimyevi ürünler, tarım ürünleri ticareti, İzmir ticaretine ivme kazandırmaktadır. Tarım ve gıda ürünlerinin işlem gördüğü Türkiye’nin en eski ve en faal emtia borsası olan İzmir Ticaret Borsası’da ilimizdedir.
Ülkemiz sanayisinin başlıca girdilerini oluşturan endüstriyel hammadde kaynakları açısından oldukça fazla varlığa sahip olan İzmir’de, özellikle jeotermal enerji kaynaklarının dağılım ve miktarı yüksek oranlardadır. Jeotermal kaynağı girişimcilere İlde ve Bölgede jeotermal ısıtma kaynaklı seracılık yapma fırsatını da vermektedir.
İzmir’in Ekonomik Yapısında Tarım Sektörü:
İzmir ekonomisinde tarım sektörünün payı diğer sektörlere göre nispeten düşüktür. Tarımın Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) içindeki payı da ülke genelinde olduğu gibi İzmir ilinde de yıllar itibariyle düşüş göstermektedir. İzmir tek başına Ege Bölgesi GSYİH’sinin yaklaşık %50’sini, Türkiye GSYİH’sinin yaklaşık %7’sini oluşturmaktadır.
Gayri Safi Katma Değer (GSKD) açısından incelendiğinde; 2011 yılında Ege Bölgesi milli ekonomiye yüzde 13,7 oranında katma değer sağlamıştır. Aynı yılda İzmir ilinin Ege bölgesi GSKD’i içindeki payı yüzde 48,3, toplam Türkiye GSKD’i içindeki payı ise yüzde 6,6 olmuştur. Bu sonuçlara göre yaratılan katma eğer açısından İzmir, İstanbul ve Ankara’dan sonra üçüncü sırada yer almaktadır. İzmir’de 2011 yılında üretilen toplam GSKD’in yüzde 67,7’si sanayi, yüzde 26,9’u hizmet ve yüzde 5,4’ü tarım sektöründe gerçekleşmiştir. Ülkemizde gerçekleştirilen sanayi GSKD’nin yüzde 7’si, hizmetler sektörü GSKD’nin yüzde 6,5’i ve tarım sektörü GSKD’nin yüzde 4’ü İzmir’de gerçekleştirilmiştir.
İzmir’de tarım sektörü 2011 yılında toplam tarımsal GSKD’e %4, Ege Bölgesi tarımsal GSKD’ine ise yüzde 22,2 oranında katkı sağlamıştır. Ege Bölgesinin Türkiye toplam tarımsal GSKD’i içindeki payı yüzde 18’dir. Ege bölgesi tarımsal üretim potansiyelinin yüksek olması, bölgenin ihracat merkezi olan İzmir’in aynı zamanda bir tarımsal ticaret ve ihraç merkezi olmasına da katkı sağlamaktadır.
Tarım işletmelerinin yapısı:
Türkiye’de tarım işletmelerinin genel yapısı ne yazık ki geçimlik ve yarı geçimlik sınırındaki küçük ölçekli aile işletmeleri yoğunlukludur. Ülkemizde ortalama tarım işletmesi büyüklüğü 61 dekar iken, AB’de bu ortalama 167 dekar olup Türkiye ortalamasından 2,7 kat büyüktür. İzmir’de ise bu değer Türkiye ortalamasının da altında olup 37 dekardır.
Arazi Varlığı:
İzmir, yüzölçümün %28’i olan 342 bin hektarlık tarım alanına sahiptir. Aliağa, Bayındır, Selçuk ve Torbalı ilçelerinin yüzölçümlerinin yarısı, diğer ilçelerin yüzölçümlerinin ise yaklaşık %30’u tarım alanıdır. Arazi dağılımında %28,3’lük payı tarım alanları, %40,6’lık payı orman ve fundalık alanları, %4,2’lik payı çayır-mera alanları ve geriye kalan %26,9’luk payı diğer alanlar kaplamaktadır.
İzmir’de toplam sulanabilir tarım arazisi 280 bin hektar olup, toplam tarım alanının % 82’sini oluşturmaktadır. Sulanan alan toplam tarım alanının % 53’üne karşılık gelmekte ve sulanabilir tarım arazisinin ancak %64’ü sulanmaktadır. İl genelinde sulanan tarım arazisi 180 bin hektar olup bunun %44’ü devlet, %56’sı ise üreticilerin kendi olanakları ile sulanan tarım arazilerinden oluşmaktadır.
Tarımsal Üretim Değeri
Ülkemizde tarımsal üretim değeri her geçen yıl artış göstermektedir. 2013 yılında 200 milyar TL’yi geçen toplam tarımsal üretim değerinde sırasıyla bitkisel üretim yaklaşık 87,8 milyar TL, canlı hayvanlar 63,5 milyar TL ve hayvansal ürünler ise 49,3 milyar TL katkı sağlamıştır.
İzmir ili ülkemizin toplam tarımsal üretim değerine %3,5 oranında katkı sağlamıştır. Yine oransal olarak bitkisel üretim değerine %4,5, canlı hayvan değerine %3,8 ve hayvansal ürünler değerine %1,3 oranında katkı sağlamıştır. Toplam tarımsal üretimi oluşturan ürün gruplarının payları incelendiğinde; bitkisel üretimin payında azalma, hayvansal üretimin payında ise artış eğilimi görülmektedir.
Son 10 yıldaki değişim incelendiğinde 2004 yılında toplam tarımsal üretim değeri içerisinde %65’lik paya sahip olan toplam bitkisel üretim değeri, yıllar içerisinde nisbi olarak gerileyerek 2013 yılında %48’e düşmüştür. Tablo 1’den de görüleceği üzere sebze, meyve ve süs bitkileri üretimi oransal olarak gerilemiştir. Bitkisel üretim değerindeki düşüşe nazaran hayvansal üretim değeri artış göstermiştir. Hayvansal üretim değeri 2004 yılında %31’lik paya sahipken 2013’e gelindiğinde bu oran %47’ye yükselmiştir. Bu değişimde et ve süt üretiminin önemli bir payı vardır. 2004’te toplam tarımsal üretim değerinde aldığı pay %3,6 olan su ürünleri grubunda da 2013 yılına gelindiğinde %4,8’e yükselmiştir.
İzmir’de Bitkisel Üretim
2012 yılında bitkisel üretim değeri bakımından İzmir, 4 milyar TL ile Antalya ve Mersin’den sonra üçüncü sırada gelmektedir. Bu değer ile İzmir, Türkiye toplam bitkisel üretim değerinin %4,63’ünü temsil etmektedir.
İlde sırasıyla tarla ürünlerinden mısır, patates, pamuk ve buğday, meyvelerden satsuma mandalina, zeytin, üzüm, kiraz, incir ve kestane, sebzelerden domates, karpuz, biber kavun, hıyar, ıspanak, pırasa ve karnabahar üretimi en yüksek olan ürünlerdir.
İzmir’de Hayvancılık Sektörü
2012 resmi kayıtlarına göre ülkemizde yaklaşık 14 milyon büyükbaş ve 35 milyon küçükbaş hayvan mevcuttur. İzmir ülkemizdeki büyükbaş hayvan varlığının yaklaşık %3,4’ünü ve küçükbaş hayvan varlığının ise yaklaşık %2’sini temsil etmekteydi. Canlı hayvan değeri bakımından İzmir, 2,5 milyar TL değeri ile Konya ve Balıkesir’den sonra üçüncü sırada gelmektedir. Bu değer ile İzmir, Türkiye toplam canlı hayvan varlığının %3,81’lik kısmını temsil etmektedir. Hayvansal ürünlerin toplam değeri 2012 yılında 665 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Türkiye toplam hayvansal ürün değerinden aldığı pay %1,35’lik pay ile İzmir ülke genelinde 4. sırada yer almaktadır. 2013 yılı itibariyle ilimiz 492 bin sığır, 514 bin koyun, 223 bin keçi varlığına sahiptir.
Örtüaltı Tarım Alanı
Ülkemizde 617,7 bin dekar olan toplam sera alanı içerisinde İzmir 13,6 bin ile toplamdan aldığı pay %2,2’dir. İlimizde sırasıyla Menderes, Bergama, Balçova ve Bayındır seracılığın en yoğun olduğu ilçelerdir. En önemli örtüaltı ürünler hıyar, domates ve maruldur.
Organik Üretim
Ülkemizde yaklaşık 55 bin organik ürün yetiştiricisi toplam 703 bin dekar alanda ortalama 1750 bin ton organik ürün yetiştirmektedir. Türkiye organik tarım üretimi içinde İzmir’in payı %3,28’dir.
Dış Ticaret
Tablo 3’ten anlaşılacağı üzere 2013 yılı rakamlarıyla ülkemizin toplam ihracatı 151,8 milyar dolar olarak gerçekleşmiş olup toplama tarım ve bağlantılı gıda sektörünün katkısı 17 milyar dolar olmuştur. Toplamın %11,2’sini temsil eden tarım ve gıda ürünlerinde en yüksek payı gıda ürünleri ve içecekler oluşturmaktadır. Toplam ithalat ise 251,6 milyar dolara ulaşmış olup, genel ithalatta tarım ve gıda ürünlerinin katkısı %5,3’lük oran ile 13,3 milyar dolardır.
Ülkemizde 2013 yılında gerçekleşen 151,8 milyar dolar ihracatın %6,1’lik kısmı olan 9,3 milyar dolar ilimizden gerçekleşmiştir. İzmir’den gerçekleşen toplam ihracatın yaklaşık %24’ünü tarım ve gıda ürünleri oluşturmaktadır.
Ülkemizde 2013 yılında gerçekleşen 251,6 milyar dolar ithalatın %7’si İzmir’den yapılmıştır. 10,6 milyar dolar değerindeki İzmir’in toplam ithalatının %12,4’ü tarım ve gıda ürünlerinden oluşmuştur.
Kooperatif Yapısı
İzmir’de 163 adet tarımsal kalkınma kooperatifi, 100 adet sulama kooperatifi, 47 adet su ürünleri kooperatifi olmak üzere tarımsal amaçlı faaliyet gösteren toplam 310 kooperatif bulunmaktadır. Bu kooperatiflerin ortak sayısı ise yaklaşık 41.160’dır. İlde dört kooperatif üst birliği bulunmaktadır. Bir başka örgütlenme şekli olan üretici birlikleri çerçevesinde, çeşitli üretimler bazında 26 birlik ve 2.746 üye bulunmaktadır.
Coğrafi İşaretler
Dünyada, özellikle gelişmiş olan ülkelerde önemli bir konu olan coğrafi işaretler, ülkemizde de artık bilinen ve önem gören bir konudur. Tescilli coğrafi işaret sayısı her geçen gün artmaktadır. Ülkemizde Türk Patent Enstitüsü’nce tescillenmiş coğrafi işaret sayısı 178 adet olup halihazırda başvurusu yapılanların sayısı da 214 adettir. İlimizden Ege Sultani Üzümü, Ege Pamuğu ve Ege İnciri coğrafi işaretleri İzmir Ticaret Borsası öncülüğünde tescili alınmıştır. Diğer tescili alınan coğrafi işaretler ise Ödemiş Patatesi ve Bergama Kozak Çam Fıstığı’dır. Yöreye özel ürün çeşitliliği çok olan İzmir’de İzmir Boyozu, İzmir Gevreği, İzmir Lokması, İzmir Şambali, İzmir Tulum Peyniri, İzmir Kumru Ekmeği ve Türk Kahvesi için de coğrafi işaret başvurusu yapılmıştır.